fısıltı

Tasarımcı: Mert Can Sucu ve Tahir Can Çakır

DÜŞÜNCE :
Taşlar fısıldar… Ama neyi? Ama nasıl?

Kalabalıklar içinde her bir şeyi anlamak için onun yakınına , köşesine gitme ihtiyacı duyarız. Her nesne bir şeyler anlatır , görmediğimiz yolları göstermek ister. Bir uyum gereklidir ki anlatıcı ve alıcı arasında bu denge ve seslilik anlaşılır kılınabilsin. Taşların anlatıcısı onun belki de kuvvetle bağlı olmak istediği ışığın kırıntılı fısıltılarıdır. Bu türden ihtiyaçların taşın yoksunluğundan değil olgunluğundan kaynaklandığını düşünüyoruz.

Taşlar insana göre karanlık yerlerden çıkarlar , işlenirler , birtakım düzlemlerde farklı amaçlar için kullanılırlar. Peki ya çıktığı yerin öyküsünü , uzak görünümünün altında yatan varlığının fısıltılarını ortak bir dilde bizlerle kaynaştırmak istemez mi ?

Nedir bu ortak dil ? -IŞIK-

Duymak için yaklaşılmayan odur , o olacaktır taşın ve insanın doğasını birbirine aktaran…
Yaklaşmadan anlaşılan fısıltılar , yalnız ona tüm hassaslığıyla kendini bırakan her varlığın gerçeküstücülüğüdür…

Ailemizin her üyesi kendi varlıksal dürtülerinden gelen özsel öykülerini fısıldamaya kesiksiz bu ortak dille devam edecektir.

ÜRÜN AİLESİ:

Masa lambası – aplik – sarkıt.

KULLANILAN TAŞ:

Kızılötesi bordo traverten

Tasarımlar

Yarışmada değerlendirmeye alınan tasarımlar