Tasarımcı: Büşra Özkapı
Arkeoloji, insan geçmişini inceleyen bir bilim dalıdır. Kazılar sonucunda ortaya çıkan tarih, taşın arkeologlar ile konuşması gibidir. Bu bağlamda ülkemizin en önemli arkeolojik kazılarından biri olan Göbeklitepe yeniden yazılan dünya tarihinde büyük bir rol oynamaktadır. Göbeklitepe, günümüzden 12 bin yıl öncesinde henüz yerleşik hayata geçmemiş insanlık ile ilgili bilinen tüm normları değiştirmiştir. Tarihten gelen bir ışığın günümüzü aydınlatması doğaldır.
Göbeklitepe, birçok gizeminin yanında T biçimli sütunları ile dikkat çekmektedir. İnsanı sembolize eden bu sütunlar armatür tasarımının ana teması olmuştur. İnsanoğlu; doğum, yaşam ve ölüm arasında bir döngü içindedir. Düşey çizgi insan bedeni ve ruh ile ilişkili iken yatay çizgi insan başını çağrıştırır. Baş, bedene bağlı olarak alçalır, kamburlaşır ve düşer. Ancak ruh sonsuzdur ve hep diktir. Tasarımda kullanılan masa lambası, aplik ve sarkıt ürün ailesi insan evresinin akışından esinlenilerek oluşturulmuştur. Bu sayede taşın varlığı küçülse bile asla yok olmayacağı amorf yapısıyla göz önüne alınmıştır.
Malzeme olarak ülkemizin doğal taş örneklerinden Akdeniz tundrası (beyaz) ve Balıkesir siyah mermer tercih edilmiştir. Ruhu çağrıştıran düşey taş dik olarak değişmeden kalır ve rengi siyahtır. Böylece ışık taşa doğru süzüldüğünde silüet görünümü oluşturmaktadır. Yatay taş ise ürün tipine göre yer değiştirerek insanın yaşam döngüsünün bir parçası olduğu düşünülmüş ve rengi beyaz olarak tasarlanmıştır. T-series ürün ailesi tarihten gelen bir ışık ile dekoratif iç mekan aydınlatması olarak kullanılır. Mermer dokusu sayesinde hafif nemli bir bezle kolaylıkla temizliği sağlanabilir. Ürün ailesinin enerji kaynağı elektrik ve ışık kaynağı LED olarak düşünülmüştür.